çetin ticaret

HİCRİ YILIMIZ

HİCRİ YILI: 1437, AY: MUHARREM AYI, 10.GÜN: AŞURE GÜNÜ, MÜSLÜMANLAR İÇİN NE ANLAM İFADE EDER?

1139 0

Ramazan Taneri

Ramazan Taneri

HİCRİ YILI: 1437,
AY: MUHARREM AYI,
10.GÜN: AŞURE GÜNÜ,
MÜSLÜMANLAR İÇİN NE ANLAM İFADE EDER?
 
Takvim zamanı iyi kullanma, hayatın akışı içerisinde dünya ve ahiret işlerini planlama olarak özetlenebilir. Tarih boyunca birçok takvim kullanılmıştır. Her millet, topluluk kendinden önce kullanılmakta olan bir takvimi hayatına tatbik etmiş veya kendine uygun yeni bir takvim geliştirmiştir.
Millet olarak İslam’dan önce ve sonra bazı takvimler kullanılmıştır. 12 Hayvanlı Takvim, Celali Takvim, Rumi Takvim, Hicri Takvim ve Miladi Takvim bunlardan bazılarıdır. Günümüzde ise resmi günler(resmi bayramlar …) için Miladi takvimi, dini günler (dini bayramlar, kandiller…) için Hicri takvimi kullanmaktayız.

Takvimler ay ve dünyanın hareketine göre düzenlenmektedir.. Ayın dünya etrafındaki dönüşüne göre ay yılı (hicri takvim), dünyanın güneş etrafındaki dönüşüne göre güneş yılı (miladi takvim) hesaplanır. Takvim gün, ay ve yıl olarak zamanı bölümlere ayırır
Kullanmakta olduğumuz iki takvimi de yakından tanıyalım; (Hicri 1437, Miladi 2021)
  • Yılbaşı (Başlangıç noktası): Miladi takvimin başlangıç noktası Hz. İsa'nın doğum tarihidir. Hicri Takvim(İslami Takvim), Hz. Muhammed (SAV)’in Mekke’den Medine’ye hicreti ile başlar.
  • Gün başlangıcı: Miladi takvimde gece 12.00(24.00)da yeni gün başlar, hicri takvimde ise gün, güneş batıp ayın çıkması ile başlar. Akşam ezanından akşam ezanına denilebilir. (Bu sebeple Perşembe akşamına Cuma gecesi denir)
  • Aylar: Her iki takvimde de 12 ay vardır. (Hicri aylar: Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce).
  • Aylık gün sayısı: Bir aydaki gün sayıları farklıdır. Miladi takvimin ayları şubat hariç 30,31 gün olarak hesaplanır. Hicri takvimde ise bir ayda 29 gün vardır.
  • Yıllık gün sayısı: Bir yılda Miladi takvimde 365 gün var, hicri takvimde ise 354 gün vardır.
Bu sebeple hicri ve miladi takvim arasında 11 gün fark vardır(365 gün – 354 gün: 11 gün fark). İlginç olan 33 yılda bu fark yaklaşık 363 gün, yani 1 yıllık bir fark meydana gelmektedir.
Dini ibadet ve günlerin zaman hesabı Hicri takvimi göre yapılmaktadır. Örneğin bir Müslüman 33 yıl boyunca Miladi takvime göre zekât verirse 33 yıl, Hicri takvime göre 32 yıl zekât vermiş olmaz mı? Bu kişi hicri takvim hesaplamasına göre 1 yıl eksik zekât vermiş olmaz mı?

Bu hataya düşmemek için bu ayrıntıyı bilen Müslümanlar genellikle zekâtını 1 Ocak yerine, 1 Ramazan ayını esas alarak hesaplamaktadır.

Bu anlatılanlardan yola çıkarak Hicri takvim, dinimiz ile ilgili olduğu için İslami takvim de diyebiliriz. Özellikle hicri yılbaşı olarak hicret olayı biz Müslümanlar için bir dönüm noktasıdır. Hicri yılbaşı Peygamber Efendimizin hayatının sıkıntılı yıllarının bitip feraha erdiği zamandır, inandığı din uğruna kendisini ve Müslümanları öldürmek isteyenlerden kurtulduğu zaman dilimidir.

İlk hicri ay olan muharrem ayını Peygamber Efendimiz çok faziletli kabul etmiştir. Hatta Muharrem ayının 1 ‘i ile 10’u arası Ramazan ayı orucu farz kılınmadan önce oruç tutmuştur. Daha sonra da sünnet olarak 10. Gününü(aşure günü) dikkate alarak oruç tutmaya devam etmiştir.
Muharrem ayının 10.günü halk arasında aşure günü olarak ifade edilir. Bu gün dünyanın yaratılmasından sonuna yani kıyamete kadar önemli olaylara gebe olmuştur. Bu sebeple Müslümanlar arasında çok önem verilir. Muharrem ayının 10.günü (Aşure günü) meydana geldiği rivayet edilen olaylar şunlardır:

- Yerin ve göklerin yaratılması,
- Hz. Âdem'in işlediği günâhtan sonra tövbesinin kabul edilmesi,
- Hz. İdris'in diri olarak göğe yükseltilmesi,
- Hz. Nuh'un gemisinin tufandan kurtulması,
- Hz. İbrahim'in ateşte yanmaması,
- Hz. Yakup'un oğlu Yusuf'a kavuşması,
- Hz. Eyyub'un hastalıklarının iyileşmesi,
- Hz. Musa'nın Kızıldeniz'den geçip İsrailoğulları'nı firavun'dan kurtarması,
- Hz. Yunus'un balığın karnından çıkması,
- Hz. İsa'nın doğumu ve ölümden kurtarılıp göğe yükseltilmesi,
- Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin efendimizin şehit edilmesi,
Kıyametinde aşure günü olacağı hadislerde rivayet edilmiştir.

Bu önemli olaylardan halk arasında en çok yaşatılan gelenekten biri de Nuh peygamberin gemisinde kalan erzakları karıştırarak yaptığı aşure yemeğidir. Nuh’un gemisinin kara parçası Cudi dağına oturunca sevinç kutlaması olarak kalan yiyecek malzemelerini birleştirerek kendilerine ziyafet vermişlerdir.

Bugün biz Müslümanlarda aşure yemeğini hayır yapmak amacı ile Allah rızası için komşu ve tanıdıklarımıza ikram etmekteyiz.
 

Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.