Bayrağımıza saygısızlık yapanları her Türk kınar, tepki verir. Bayrak Kanunu'na her zaman ve her yerde uygun davranmak zorundayız. Asılacağı yerler, rengi, şekli bellidir. Örnek vermek gerekirse; ay ve yıldız beyazdır ve beyaz olmasının yüklediği anlamları vardır. Ay ve yıldızı kırmızı veya başka renk yapamayız, yaparsak, o bambaşka birşey olur. Örneğin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve Cezayir'in bayraklarında ay ve yıldız kırmızı renklidir, Kızılayın, adı üstünde, kırmızı renkli ay sembolü vardır, farklı anlamlar ifade eder.
Yakın çevremizde de kırmızı ay yıldız, bir panoda kullanılmış, görünüşü güzel, ancak "anlam" veremedim. Tekrar düşünülüp panoyla uyumlu anlam kazandırılmasını temenni ederim.
BAYRAKTAR
Bayrağımızı severiz ve bütün sevdiklerimizi olduğu gibi Bayrağımızı da koruruz. Korumak için de en başta milli savunma gücümüzün yeterli olması gerekiyor.
Damadın SİHA'ları diyerek, milli savunma sanayimizdeki gelişmeleri küçümseyenlerden, görmezden gelenlerden daha önce de bahsetmiştim. Bayrağımızı, herşeyimizi koruyan SİHA ve benzerlerinin fikir babası, projelerinin sahibi, Cumhurbaşkanımızın damadı Selçuk BAYRAKTAR'I sizlere tanıtabilmek için okuduğum bir yazıyı alıntılıyarak kısaltıp yazıyorum. Savunmak ve duyulmasını sağlamak, milliliği ve milliyetçiliği bir nebze gösterebilmek adına:
"Amerika'daki dahiler okulu denilen bir üniversitede en yüksek ikinci yüksek lisans puanına sahip bir damat...
Hatta bir yabancıya verilen en yüksek bütün notların sahibi bir damat.
Bu kadar mı sadece? Elbette değil.
İki tane hocası doktora için davet ettiği halde Türkiye'ye döner.Yoksa şimdi küresel silah sanayisinin milyar dolarlarına danışmanlık yapan bir profesör olabilirdi.
Türkiye'de İHA-SİHA için ilk adımı attığında önce İsrail hükümeti temsilcileri gelir. Daha hiç bir şey üretmemişlerdi. Milyar dolarlık teklif alır. Ne yaptı? Reddetti.
Devletten tek kuruş hibe almadı. Herhangi bir bankadan tek kuruş kredi çekmedi. Baba, abi ve kardeş karar verdiler, atadan kalma üç katlı evi sattılar, İHA ürettiler.
Selçuk BAYRAKTAR... Evet damat ama damat olmadan tam 10 yıl önce yaptı bunları.
Sonra...
Yıllarca asker ile dağlarda test çalışmaları yaptı. Çalışmaların neye yaraması gerektiğini ve yazılımların neleri kapsaması gerektiğini yerinde gördü.
Tüm dünya takip ediyordu onu... ABD, İngiltere, Hindistan ve İsrail, defalarca mlyar dolarlık teklifle geldi. Hepsini reddetti.
Savunma Bakanlığı bürokrasisine üç defa sunum yaptı. Her defasında projeleri raflarda bekletildi. Bazen dosya içindekiler dünyanın başka yerlerindeki ülkelerde uygulamaya konuldu.
Reis'e, Erdoğan'a ulaştı durumu anlattı en sonunda... İki defa sunum yaptı. Erdoğan bürokrasiyi çağırdı. Gerekli bütün emirleri anında verdi ama sonuç yine aynı... Proje yine raflarda tozlanmaya terkedildi. İçindeki bilgiler de kanatlandı yine başka ülkelere uçtu.
Selçuk BAYRAKTAR diyor ki:
(İnsan çocuğunu dünyanın öbür ucunda olsa tanır değil mi? İşte ben de o raflardan uçan projelerimi tanıdım.)
Pes etmiyor elbette...
O sıralar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a fahri danışman olan Sümeyye Hanım'ın da bilgisi dahilinde, balyoz soruşturmasından hapiste olan Saldıray Berk Paşanın da yönlendirmesi sonucu, üç ASELSAN mühendisi ile beraber, bürokrasiye haber vermeden ilk SİHA'yı yapıyor. Silahlı insansız hava aracı yapmak kolay ama dünyanın en iyi SİHA'sını yapmak o kadar kolay değil.
Sümeyye Hanım ile ilk SİHA yapımı sırasında tanışıyor.İki zeki insan, iki vatansever insan... Hayatlarını birleştiriyorlar.
Selçuk BAYRAKTAR Cumhurbaşkanımızın damadı oluyor.
Devletten yine kredi çekmiyor. Bankaların kapısına yine gitmiyor. Ortaklık tekliflerini ve milyar dolarları yine reddediyor.
Ne yapıyor?
SİHA'lar, Suriye'de ABD, Rus ve Fransızları, Libya'da kalan bütün dünyayı, Azerbaycan Dağlık Karabağ'da, ABD, Rusya ve Ermenistan'ı darmadağın ediyor.
Ve Selçuk BAYRAKTAR, dünyanın en başarılı, en iyi ve en muhteşem SİHA'sını emsallerinin beşte biri fiyatına veriyor devlete.
Bu fiyat belirlemesini İngiltere Gazeteleri yazıyor:
(Bayraktar TB2, diğerlerinin beş misli daha iyi) diyor.
Hatta bir başka İngiliz gazetesi de;
(22 TB2 bir F35 parası ediyor ama 10 TB2 bir F35'ten çok daha fazla iş görür) diye yazıyor.
Selçuk BAYRAKTAR saldırılara karşı şöyle diyor:
(Zor olan neydi? Diye soruluyor sıkça...
Milletimizin, evlatlarımızın potansiyelini dünyaya ispatlamak değil içimizden birilerine kabullendirmekti zor olan. Yaklaşık 20 yıldır yol arkadaşlarımızla birlikte hayatımızı adayıp yüksek teknoloji geliştirmek de değildi. Kendi sınıfının en iyisi olduğunu dünyaya kabul ettirmiş teknolojimize, içimizden birilerinin hep “acaba?” demesine, hep bir noksan bulma ve hatta çamur atma gayretine maruz kalmaktı. Her dönüm noktasında akla hayale gelmeyecek entrikalar, hezeyanlar, hor görmeler ve iftiralarla boğuşmaktı.)
Askerimiz mayına basmıyor, pusuya düşmüyor, sahada eskisi gibi şehid olmuyor diye üzülenler elbette olacak... Yapacağını yapacak elbette.
Ya biz?
Selçuk BAYRAKTAR'ı savunmaz ve duyurmazsak vebal altında olmaz mıyız?
(Selçuk BAYRAKTAR son yüzyılın en büyük mücahidlerinden biridir)"
Alıntılıyarak aktarmaya çalıştım ki; duyulsun, bilinsin, anlaşılsın...Millilik, milliyetçilik görülsün...Hesabiler ile hasbilerin saflari belli olsun...
MUHALEFET
İktidar, milli savunma sanayinde ve birçok alanda büyük projeleler başarırken, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ülkemizi dünya zirvelerinde gururla temsil edip, gıpta ile bakılan oluyorken muhalefetimiz ne yapıyor? Küçümsüyor, hakaret ediyor, yalanlarla algı operasyonları yapmaya çalışıyor, görmezden geliyor, kendi küçük hesaplarının peşinde didiniyor...
Birşey daha yapıyor.
Muhalefetin dilinde uzun bir liste var. Mümkün gözükmüyor, ancak, iktidara geldiklerinde Türkiye’nin büyük projelerini durdurup yapılanları da yıkacaklarını söylüyorlar. Proje yok, vizyon yok. Varsa yoksa yıkmak, bozmak, engellemek. Çanakkale 15 Mart Köprüsü gereksiz, Kanal İstanbul’u yaptırmayacağız, üçüncü havaalanını durduracağız, büyük projelere yatırım yapan ülkelere paralarını ödemeyeceğiz gibi içi boş sloganlarla günlerini harcıyorlar. Yaptıkları siyasetin kendilerine hiçbir fayda sağlamayacağı besbelli. Yapıcı eleştiriyi ve vizyon oluşturmayı öğrendikleri zaman bir şansları olabilir. Avrupa'dan Amerika'dan medet umulmasını ise anlamak mümkün değil. Hangi ülkeye faydaları olmuş medeni dediklerinin?Dünyayı sömür, refah içinde medeniyetçilik rolü oyna...
MEDENİYET
Medeni olan biziz, her ne kadar eksiklerimiz fazlalarımiz olsa da medeni olan biziz.Yüzlerce konudan birkaçını hatırlatmak isterim:
Avrupa'da veya Amerika Birleşik Devletleri'nde acil servise düştüğünüzde başınıza neler gelebilir, biliyor musunuz? Ya yaşlı bakım evleri?Türkiye sağlıkta ne durumda?
Ege sularında kaç sığınmacı öldü veya öldürüldü biliniyor mu? Türkiye kaç kişiyi kurtardı?
Afrika'ya sömürmek için gidenler oralarda ne gibi vahşetler yaptilar? Su kuyularını, okulları, hastaneleri hiçbir karşılık beklemeden kim yapıyor.? Başka neler yapıyor?
Afganistan, Suriye, Irak, Libya, Dağlık Karabağ' ve daha birçoğu neler yaşadı, neler yaşıyor? Türkiye ne yaptı?
Amerikalılar Bayraklarından şort yapıp giyer, bizler için ise Bayrak kutsaldır, en yüksek yerde dalgalandırırız.
Güzel kasabamın güzel insanlarına sağlıklı, huzurlu, güzel yaşantılar dilerim.