“Tarih tekerrürden ibarettir" derler. Bahsetmek istediğim Sosyal medyadaki çarpıtmalar ve manüpilasyonların hep benzerlik göstermesi. Eleştirilerin her dönemde aynı ve değişenin sadece aktörlerin olması.
Genelde Ülkemize gelecekte fayda sağlayacak ne kadar proje ve yatırım varsa, hepsine muhalif olmak ve engelleyebilmek uğruna hep aynı dili kullanmak.
Bu gün Adnan Menderes Bulvarı (Vatan caddesi) 2.5km uzunluğunda, 1956-1957 yıllarında dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından yapılmıştır. O dönemde istimlak çalışması yapılmış, evi ve arsası olan kişilerin yüksek ücret beklentilerinin karşılanmaması haber yapılmış ve bu yolun bu kadar geniş tutulmasının lüzumsuz olduğunu ifade eden “Uçak mı indireceksin?” ifadesiyle eleştirilmiş. Şimdi İstanbul da yaşayanlar o yolun zamanında bu şekilde yapılmasının kıymetini bilirler.
Gelelim Boğaziçi (15 Temmuz) köprüsüne; 20 Şubat 1970 tarihinde Cumhurbaşkanı Cevdet SUNAY ve dönemin Başbakanı Süleyman DEMİREL ‘in birlikte temelini attıkları köprü 30 Ekim 1973 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 50. Yıldönümü şerefine Devlet töreniyle hizmete sokulmuştur. Peki o dönemde Boğaziçi (15 Temmuz) köprüsü için ne demişlerdi? “Köprüden zenginler geçecek. Hiç gereği yokken İstanbul'a asma köprü yapıyorlar. İsraftır bu durduracağız.” Türk Mühendis ve Mimarlar Odası 1968 yılında “Boğaz köprüsü, Türkiye ve İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir" diyerek köprünün yapılmaması için dava açmıştır. O gün bu yapılan köprüden bu gün günde kaç araç geçişi oluyordur sizce?
3 Temmuz 1988 tarihinde tamamlanan ve dönemin Başbakanı Turgut ÖZAL tarafından hizmete açılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü için de “Ne gerek var 2. Köprüye, birinci köprü yeter, durduracağız.” demişler
8 Ocak 2001 de resmen açılan Sabiha Gökçen Hava Limanı için “Sabiha Gökçen Havalimanına Uçak iniyor mu?” “Uçak inmeyen Havalimanı yaptılar" olarak yorumlamışlardı. Şehir hastanelerinden bahsetme gereği duymuyorum ki bu süreci nasıl ve ne şekilde atlatmaya çalıştığımız ortada!
Yavuz Sultan Selim köprüsü ve 3. Hava Limanı için de benzer söylemler ile karşılaşırız.
Geçmişte yapılan bu kadar yatırımların Ülkemize neler kazandırdığını hepimiz biliyoruz. Bu yatırımların bu gün yapılmadığını bir hayal edin!
Bu gün Kanal İstanbul Projesi için de felâket olduğundan, yapılma aşamasında çalışılacak şirketlere ücretlerinin ödenmeyeceği gibi bütün ilişkilerin kesileceği yönünde ifadeler kullanılarak geçmiş de söylenen ve yapılanlardan hiç bir farkın olmadığını çok kolay fark ederiz.
Sonuç olarak; olumsuz söylem ve eleştirilerin karşısında yapılan yatırımlar Ülkemiz ve Milletimiz için büyük kazanımlara döndüğünü ve bundan sonra halihazırda yapılan yatırımlarında yarınlarımız için çok büyük kazanım sağlayacağını unutmamalıyız.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın dediği gibi: “Kanal İstanbul, Ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır.”
Genelde Ülkemize gelecekte fayda sağlayacak ne kadar proje ve yatırım varsa, hepsine muhalif olmak ve engelleyebilmek uğruna hep aynı dili kullanmak.
Bu gün Adnan Menderes Bulvarı (Vatan caddesi) 2.5km uzunluğunda, 1956-1957 yıllarında dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından yapılmıştır. O dönemde istimlak çalışması yapılmış, evi ve arsası olan kişilerin yüksek ücret beklentilerinin karşılanmaması haber yapılmış ve bu yolun bu kadar geniş tutulmasının lüzumsuz olduğunu ifade eden “Uçak mı indireceksin?” ifadesiyle eleştirilmiş. Şimdi İstanbul da yaşayanlar o yolun zamanında bu şekilde yapılmasının kıymetini bilirler.
Gelelim Boğaziçi (15 Temmuz) köprüsüne; 20 Şubat 1970 tarihinde Cumhurbaşkanı Cevdet SUNAY ve dönemin Başbakanı Süleyman DEMİREL ‘in birlikte temelini attıkları köprü 30 Ekim 1973 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin 50. Yıldönümü şerefine Devlet töreniyle hizmete sokulmuştur. Peki o dönemde Boğaziçi (15 Temmuz) köprüsü için ne demişlerdi? “Köprüden zenginler geçecek. Hiç gereği yokken İstanbul'a asma köprü yapıyorlar. İsraftır bu durduracağız.” Türk Mühendis ve Mimarlar Odası 1968 yılında “Boğaz köprüsü, Türkiye ve İstanbul'un başına gelen en büyük felakettir" diyerek köprünün yapılmaması için dava açmıştır. O gün bu yapılan köprüden bu gün günde kaç araç geçişi oluyordur sizce?
3 Temmuz 1988 tarihinde tamamlanan ve dönemin Başbakanı Turgut ÖZAL tarafından hizmete açılan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü için de “Ne gerek var 2. Köprüye, birinci köprü yeter, durduracağız.” demişler
8 Ocak 2001 de resmen açılan Sabiha Gökçen Hava Limanı için “Sabiha Gökçen Havalimanına Uçak iniyor mu?” “Uçak inmeyen Havalimanı yaptılar" olarak yorumlamışlardı. Şehir hastanelerinden bahsetme gereği duymuyorum ki bu süreci nasıl ve ne şekilde atlatmaya çalıştığımız ortada!
Yavuz Sultan Selim köprüsü ve 3. Hava Limanı için de benzer söylemler ile karşılaşırız.
Geçmişte yapılan bu kadar yatırımların Ülkemize neler kazandırdığını hepimiz biliyoruz. Bu yatırımların bu gün yapılmadığını bir hayal edin!
Bu gün Kanal İstanbul Projesi için de felâket olduğundan, yapılma aşamasında çalışılacak şirketlere ücretlerinin ödenmeyeceği gibi bütün ilişkilerin kesileceği yönünde ifadeler kullanılarak geçmiş de söylenen ve yapılanlardan hiç bir farkın olmadığını çok kolay fark ederiz.
Sonuç olarak; olumsuz söylem ve eleştirilerin karşısında yapılan yatırımlar Ülkemiz ve Milletimiz için büyük kazanımlara döndüğünü ve bundan sonra halihazırda yapılan yatırımlarında yarınlarımız için çok büyük kazanım sağlayacağını unutmamalıyız.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN'ın dediği gibi: “Kanal İstanbul, Ülkemizin en önemli değerlerinden biri olarak tarihteki yerini alacaktır.”