çetin ticaret

Başroldekiker Ayakta Alkışlananlardır

Masumluğuyla sevdiren, sevdikçe güldüren, güldükçe güzelleşen bir şehir Bayramiç...

1081 0

Mehmet Selahattin Gökhan

Mehmet Selahattin Gökhan

Çılgın bir yer bu Bayramiç;

Masumluğuyla sevdiren, sevdikçe güldüren, güldükçe güzelleşen bir şehir... 

Herkesin ortak paydaya dem vurduğu, taşın altına eline soktuğu, birlik ve beraberlik mesajları verdiği şu günlerde biri çıkmış demiş ki “İlçeye hizmetin gelmesi için iktidar partisi olmaya gerek yokmuş meğer” Eski belediye başkanı Sadettin Arslan’ın Bayramiç çıkarları için emek vermesinden, mücadelesinden, memleket sevdasından rahatsız olmuş ki; böyle yazmaya çalışmış. 

Yüreği yetmediği için tam yazamamış ama; “Sadettin, çok çalışıyor,  koşturuyor, hizmet ediyor. Mert suya sabuna dokunmuyor, oturuyor. Akıllı siyasetiyle iş bitiriyor. Sadettin enayi gibi tırmalıyor” demeye getirmiş.

Şimdi bak güzel kardeşim kulağını aç iyi dinle, Ahkam kesmek yerine sadece izle.

Yıl 2015 Aralık Ayı. Ankara soğuğu.  Soğuktan üşüyen ellerini  nefesiyle ısıtmaya çalışan düzgün giyimli 38 yaşındaki bir adam,  TBMM koridorlarında herkesin bakışları arasında ilerledi. Kartını uzatıp; Ak Parti Çanakkale Milletvekili Bülent Turan ile görüşmek istediğini söyledi.

Odaya girdiğinde selamlaştılar. Turan O’na memleketini, O ise Ankara’yı sordu. Konuşurken, heyecandan mı, soğuktan mı sesinin titrediği belli değildi. “Sayın Vekilim İlçemdeki trafik yoğunluğunun azalması için bir şeyler yapmam gerek. 38 Kilometrelik bir çevre yolundan bahsediliyor, ilçemize bir bağlantı yolu yapılırsa çok makbule geçer. Bu yol Bayramiç’in geleceğini değiştirir” diyebildi.

İlk defa Ankara’ya gitmiş, ilk defa bir vekilden bir şey istemişti.  Bülent Turan o adamı can kulağıyla dinledi. Not aldı, uğurladı. 

Kısa bir süre sonra o adam, Ankara’dan istediğini almış, o yolda istimlak çalışmaları başlamıştı. 

Günler günleri kovalarken, o adam, siyasetin o mayınlı tarlasının ortasında tek başına kala kaldı. Bayramiç’in çıkarlarını düşünmeyen, o yoldan menfaat bekleyenler istimlak bedellerini beğenmeyerek Karayolları aleyhine dava açtı.

Bayramiç’in böğrüne hançer saplanırken, ardı sıra gemiler yıkan o adam; yine çıktı ve yolun müteahhidine şu tarihi cümleleri sıraladı. “Yol ne pahasına olursa olsun yapılacak. Belki beni koltuğumdan edecek, ama yine de bir gün Bayramiç kazanacak. Ne olur yola devam edin, davalar sonuçlanınca kalan kısma devam edersiniz”

O adamın adını vermeme gerek var mı bilmiyorum ama ben yine de yazayım istiyorum.  O adamın adı Sadettin Arslan’dır. Çünkü biliyorum ki; yazamayanlar okuyamayanlardır. 

Şimdi güzel kardeşim kulağını aç bir kez daha dinle!

O oturduğun koltukta esas olan romantizm değil, seni o koltuğa laik gören milletinin geleceğidir. 

Esas olan budur, gerisi koca bir yalandır.

Bu da kendini hala “başrolde” görenlere, buradan minicik  bir hatırlatmadır. Koca koca senaryolar da “figüran olmak” hazin bir duygudur. Düşersin, kaçarsın, atarsın, tutarsın. Rol çalmaya kalkarsın. 

Ama hiç bir zaman şunu unutma! 

Başroldekiler ayakta alkışlananlardır.

Yorum Ekle
İsim
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.